Serhan Acar: “Bu kez daha hızlı ama daha az geçiş olan bir yarış olabilir”
Geçen sezon unutulmaz anlara sahne olan Türkiye GP’si, 2021’de de Formula 1 tutkunlarını heyecanlandırmak için geri dönüyor. 13 Haziran’da yapılacak yarışı ile alakalı olarak RedBull.com’da bir dizi soru cevap etkinliği ile Serhan Acar’a Türkiye GP’si soruldu.
Geçen sezon unutulmaz anlara sahne olan Türkiye GP’si, 2021’de de Formula 1 tutkunlarını heyecanlandırmak için geri dönüyor. 13 Haziran’da yapılacak yarışı ile alakalı olarak RedBull.com’da bir dizi soru cevap etkinliği ile Serhan Acar’a Türkiye GP’si soruldu.
Uzun bir aradan sonra Türkiye Gp’si 2021 sezonunda da İstanbul Park’ta F1 tutkunlarıyla buluşacak. İptal edilen Kanada GP’sinin yerine dahil edilen Türkiye GP’si 13 Haziran 2021’de İstanbul’u yeniden F1’in ana sahnesi yapacak. Serhan Acar’la Türkiye GP’si üzerine yaptığımız söyleşiyi hemen aşağıda aktarıyoruz. Çok hoş bir dizi olduğuna inanıyoruz.
Türkiye GP’sinin F1 takvimine yeniden dahil edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Şeklinde soyuya Serkan Acar;
Tabii ki çok sevindirici bir gelişme. Geçen sene sadece seksen gün içerisinde, dokuz yıldır yapılmayan bir yarışı ülke olarak çok başarılı bir şekilde organize ettik. Gerek federasyon tarafı gerekse pist yönetimi hazırlık anlamında da gereken her şeyi yaptı. Bu belki de bir yedek yarışa ihtiyaç duyulduğunda Türkiye’nin akla gelen ilk ülke olması anlamında F1 ve FIA’ya verilen önemli bir mesajdı.
Nitekim Kanada’da, salgınla ilgili önlemlerden dolayı yarışın yapılamayacağı ortaya çıkınca da akla gelen ilk seçenek Türkiye oldu. Tabii Azerbaycan’dan sonra Fransa’ya da gidilecek, biz aslında lojistik anlamında yol üzerinde de sayılıyoruz. Bu da bizim için bir avantaj oldu. Her durumda F1 takviminde yeniden yer alacak olmak sevindirici bir gelişme. Emeği geçen herkesi tebrik etmek lazım diyerek cevaplandırdı.
Dolayısıyla onları da bu sene daha büyük bir hevesle burada yarışırken izleyebiliriz.
Geçen sezon kasım ayında gerçekleşen Türkiye GP, bu sezon haziran ayında koşulacak. Sizce bizi bu kez nasıl bir yarış bekliyor?
Bu kez bizi daha hızlı ama muhtemelen daha az geçiş olan bir yarış bekliyor. Tabii havanın daha sıcak olması, asfaltın dökülmesinin üzerinden yedi aylık bir sürenin geçmiş olması şartları oldukça değiştirecek. Geçen seneden çok daha hızlı bir yarış izleyeceğiz. Ama zaten geçen sene de tüm takımlar, Intercity İstanbul Park’ta tüm zamanların en hızlı turlarını atmak için heveslenerek gelmişlerdi.
Sezonun geride kalan kısa periyodunu göz önüne aldığınızda Türkiye GP’sine hangi pilotun lider geleceğini öngörüyorsunuz?
Buna şu an cevap vermek çok zor. Henüz az yarış gördük. Önümüzdeki yarışlar da karakter olarak çok farklı pistlerde yapılacak. İspanya, Katalunya pisti pilotları aerodinamik olarak çok fazla sorgulayan bir yer. Devamında Monako, cadde pisti ve en yavaş pist. Ondan sonra da Azerbaycan’daki iki kilometreye yakın düzlüğüyle çok hızlı cadde pisti var. Otomobillerin aslında performanslarını şu ana kadar tam olarak karşılaştıramadık, çünkü dört-beş farklı pistte güç tablolarının nasıl oluştuğuna bakmak lazım. Bu nedenle kimin önde geleceğini söylemek şimdiden çok zor. Ama şu bir gerçek ki muazzam bir Mercedes-Red Bull kapışması görebiliriz.
Geçen yıldan farklı olarak oturmuş zeminin ve sıcak havanın eşlik etmesi muhtemelen yarışta bu kez en büyük değişken ne olabilir?
Şartlar, sürüş anlamında geçen seneden biraz daha iyi olacak bunu varsayabiliriz. Bu bağlamda otomobillerin çok daha fazla hızlanmasıyla birlikte özellikle 8. viraj ve sağ ön lastiği koruyup kollamak yarış içerisinde büyük bir fark yaratabilir. Öte yandan bizim piste DRS öncesi dönemde de zaten geçişler yapılabiliyordu. Tarihin en hızlı F1 otomobillerinin jenerasyonunu geçen sene burada performans olarak tam anlamıyla göremedik. Bizim zaten teknik anlamda şahane olan pistimizde bu otomobilleri izlemek büyük keyif olacak.
İki yıldır yedek kontenjanından takvime giren Türkiye GP’sinin kalıcı olarak takvime eklenme ihtimali nedir?
Bu biraz F1’in önümüzdeki dönemdeki ticari beklentilerine bağlı. Neticede pist yönetimi bu acil durum yarış ihtiyaçlarını giderecek şekilde F1 yönetimiyle anlaşma zeminini yakaladı ve Türkiye GP’si yeniden geçici olarak da olsa takvime girdi.
Tabii yarışın Cumhurbaşkanlığı himayesinde olması, yine bir bakıma devletin bu işi sahiplendiğini de gösteriyor. Ama önümüzdeki yıllarda kalıcı bir anlaşma yapılması için ticari şartlarda bir uzlaşıya varılması gerekiyor. Bu da daha çok pist yönetiminin F1 yönetimiyle yapacağı müzakerelere bağlı.
O açıdan dünyadaki otomobil sporlarının zirvesi olan F1’in ilk dönemde olduğu gibi kalıcı ve uzun bir anlaşmayla yapılmasını tabii ki tüm kalbimizle arzuluyoruz.
Red Bull Racing’in sezon başlangıcı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Red Bull Racing, turbo çağının en iyi başlangıcını yaptı. Gerek otomobilin aerodinamik performansı, gerek mekanik yol tutuş, gerekse Honda’nın Turbo çağında ürettiği en iyi motorun birleşimi gerekse Verstappen’in kariyerinin en iyi noktasında olması bir araya gelince çok iyi bir başlangıç izledik. Açıkçası ilk kez Red Bull, Mercedes’i sezonun ilk yarışından itibaren zorlayacak bir performansla sezona başladı. Buradan sonra zaten çok hızlı olan otomobili geliştirmek ve özellikle şampiyonluğun iki favorisinden birisi olan Max Verstappen’in performansı belirleyici unsur olacak gibi. Çünkü Mercedes ve Hamilton, geçtiğimiz yıllarda defalarca gördük ki çok zor şartlarda dahi yarış kazanmayı çok iyi biliyor.
Bu nedenle bu iyi başlangıcın üzerine, otomobili de geliştirerek ve sürüş performansı olarak operasyon hatası da yapmadan üzerine koyarak ilerlemek gerekiyor. Ama şu bir gerçek ki bu kadar iyi bir başlangıç 2018’de Mercedes’e karşı Ferrari tarafından da yapılmıştı. Fakat sezon ortasından itibaren Ferrari çeşitli problemlerle potadan düşmüştü. Bunu düşündüğümüzde Red Bull’un önünde gerçekten zorlu bir mücadele var. Ama daha önce dört kez çifte şampiyonluk yaşamış olan takımın hem bu mücadelenin üstesinden gelecek birikimi hem de tecrübesi fazlasıyla mevcut.
Scuderia AlphaTauri pilotu Yuki Tsunoda hakkında ilk intibalarınız neler?
Öte yandan saf hız anlamında, tecrübesizliğini de düşünürsek, Tsunoda’nın gerçekten çok yetenekli olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda tabii bu iyi kumaşın yarış kazanabilecek bir pilota dönüşüp dönüşmeyeceğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Sezon boyunca gelişim eğrisini devam ettirmesi yine kritik olacak Tsunoda açısından. Fakat karşımızda gerçekten çok hızlı, verdiği telsiz demeçleriyle birlikte çok ateşli ve çok gazlı bir Japon pilot var. Formula 1’e renk ve heyecan katabilecek bir yeteneği Red Bull ailesi keşfetti diyebiliriz.
Son zamanların en heyecan veren çaylak pilotu oldu. Küçük yaşına rağmen Formula 1’e çok çabuk adapte olmuş gibi görünüyor. Çünkü uluslararası seri tecrübesine baktığımızda sadece üç yıl geçirdiğini görüyoruz. Buna rağmen hem pistlerde hem ilk yarışlarda geleceğe yönelik çok parlak performanslar gösterdi. Tabii ki çaylak hatalarını da yaptı. Bunu zaten bu yıl beklemek lazım. Önemli olan, kendisini eleştirebiliyor olması. Hem Bahreyn’den hem de IMOLA’dan sonra yaptığı hataları açıkça ortaya koydu. Bahanelerin arkasına sığınmadı. Geliştirmesi gereken yerler olduğunu dile getirdi. Bu gerçekten önemli bir meziyet. Aynada kendisine bakabilen pilotlar, kendilerini çok daha çabuk geliştirebiliyor.