Formulaz: “Kendin Yap, Kendin Yarış!”

0

Rize, Tunca’da 22 Ağustos’ta sahne alacak Red Bull Formulaz eğlenceli bir geleneği itinayla yaşatıyor. Büyük heyecan öncesinde, tahta araba ustası Recep Çakır’la yaptığımız röportajı hatırlıyoruz.

Dünyanın en eğlenceli, sıra dışı ve aynı zamanda yaratıcı yarışması Red Bull Formulaz, 22 Ağustos’ta Rize’nin Tunca beldesinde 12. kez sahne alıyor! Büyük heyecanın yaşanacağı yarış öncesinde, rampadan aşağıya kaptıran o tahta arabaların ustasıyla yaptığımız röportajı hatırlıyoruz.

Recep Çakır, o arabaların hem ustası hem de yarışçısı! Zira kendi ürettiği arabalarla Red Bull Formulaz’da yarışıyor, hatta 2014’teki başarısıyla “şampiyonlar şampiyonu” unvanını bile almış. Peki bu araçlar nasıl üretiliyor, insanın kendi ürettiği araçla Red Bull Formulaz’da yarışması nasıl bir his? Recep Çakır anlatıyor…

Bu işe nasıl başladın? Aslında bu tahta araba geleneği eskilerden beri var. Mazisi şuraya dayanıyor, buraya ilk araba yolu yapımı için dozer gelmişti. Yol yapıldı ancak kimsenin arabası yoktu. Daha sonra bir Alman arabası geldi. Önce “Bu ne biçim bir şey!” denilse de sonraları ona benzeyen bir tahta araba yapıldı.

Ama motoru yok, freni yok öylece gidiyor! Sonra üç arkadaş, şu an yarışmaların yapıldığı yerde “Biz neden bunun yarışını yapmayalım?” dedi, Formulaz’ın doğuşu böyle oldu. Daha sonra beni de aradılar, 30’a yakın tahta araba yaptık. 1600 metre uzunluğundaki o pistte yarışlar düzenledik. İki yıl böyle sürdü, daha sonra Red Bull, Formulaz’a sponsor oldu.

Tahta araba ustası: Recep Çakır
Tahta araba ustası: Recep Çakır© Mahmut Cinci

Bir aracın üretimi ne kadar zaman alıyor?

Görselliğine de el attığın zaman üç ayı bulduğu oluyor. Ama normal bir şey yapılmak istenirse 1-2 gün sürüyor. Ben mesela elimdeki aracı Mini Cooper’a benzetmeye çalıştığım için 10 gündür uğraşıyorum!

Peki, zamanla ürettiğin arabalarda bir şeyleri değiştirdiğin, geliştirdiğin oldu mu, nedir bu işin püf noktaları?

Bu işte sekizinci senem ve her sene bir şeyleri değiştirdiğim oluyor zaten. “Şunu şöyle yapsam nasıl olur acaba?” sorusunu hep sorarım kendime… Gres yağından tut da tereyağına kadar bir sürü püf noktası var. Elbette araçlar ne kadar alçak olursa yol tutuşu o kadar iyi olur. Bir de lastik de çok önemli. Ne çok yumuşak olacak, ne de çok sert olacak.

Araçta nasıl malzemeler kullanıyorsun, hangi ağaçlar daha iyidir bu araçlar için?

Tekerde üç malzeme birden kullanıp birleştiriyoruz, ortasındaki dönen deliğe de şimşir yerleştiriyoruz. Arabalarda olduğu gibi makas sistemi yapıyoruz. Makası kestane ağacından, gürgen ağacından kavisine göre şekillendiriyoruz. Arabanın gövde kısmı her ağaçtan yapılabilir ancak gövde kısmının biraz esneyebilmesi lazım ki darbeleri yutsun. Gerçek arabalardaki amortisör sistemi gibi.

Kenan Sofuoğlu da burada bir kez yarıştıktan sonra çok keyif aldı. Onun arabası da inanılmaz hızlı gitmişti katıldığı yarışta. Normalde bu araçlar 70 km hız yapar ama onun hızı 90 km’yi bulmuştu.Recep Çakır

"Kendi aracını tanıyacaksın!"
“Kendi aracını tanıyacaksın!”© Mahmut Cinci

Sen bu araçları hem üretiyorsun hem de bizzat Red Bull Formulaz’da yarışıyorsun. Bu sporun iki tarafında da olmak nasıl duygu?

Zaten bu yarışın kuralı bu: Kendin yap, kendin yarış! Zevki de burada zaten. Şu an 100’e yakın tahta yaptık başkalarına ama aralarında dereceye giren bile çıkmadı. Kendi arabanı tanıyacaksın! Mesela benim sadece 2013’te derecem yok. 2009’da ikinci, 2010’da birinci, 2011’de üçüncü, 2012’de ikinci, 2014’te de şampiyonlar şampiyonu oldum.

Geçen sene de üçüncü oldum. Kendi arabanı tanımanın avantajı çok, örneğin şu an bu arabayı yaparken, yarışta virajı nasıl alacağını tahmin edebiliyorum. Ama benim arabamı başkasına ver, ne kadar iyi yarışçı olursa olsun kullanamaz. Çünkü ben yaptım, ben biliyorum huyunu.

Diğer arkadaşlarına araba yaparken “şunun vidasını gevşeteyim” gibi şeyler aklında geçti mi hiç?

Yok hiç olmadı (gülüyor). Bizim burada şöyle bir şey var, hepimiz birbirimize fikir veririz araçları daha iyi yapmak adına. Hiç art niyet olmaz yani.

Yarışırken heyecan vardır ama korku hissi oluyor mu?

Heyecan had safhada oluyor tabii! Sadece yoluna odaklandığın için korkuyu hissetmiyorsun. “Biri beni geçiyor mu?” dikkati daha ağır basıyor. Tamamen yarışa odaklı oluyorsun. Mesela Kenan Sofuoğlu da burada bir kez yarıştıktan sonra çok keyif aldı. Onun arabası da inanılmaz hızlı gitmişti katıldığı yarışta. Normalde bu araçlar 70 km hız yapar ama onun hızı 90 km’yi bulmuştu.

Peki, gerçek bir motor sporcusu olduğu için mi bu işte başarılı oldu sence?

Kesinlikle! Cesaret de tecrübesi de var çünkü. 400 km hız yapmış sporcu sonuçta, o yüzden hiç korkmuyor. Kimseye dokunmadan, hiç kaza yapmadan bitirdi yarışı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir