Suudi Arabistan GP’de Bizi Neler Bekliyor?
Formula 1’de 2023 sezonunun ikinci yarışı Suudi Arabistan Grand Prix’si öncesi pisti yakından tanıyalım.
Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın ikinci ayağı, Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz’e kıyısı bulunan Cidde şehrinde, 30 kilometrelik Korniş Sahili şeridinin yaklaşık üç kilometrelik bölümünde, denize sıfır inşa edilen ve takvimin en hızlı cadde pistinde olacak.
Her ne kadar bir “cadde pisti” olarak adlandırılsa da özellikle Monaco ve Bakü gibi günlük ve yoğun trafiğe açık olan yolların bir piste evrilmesinden ziyade F1 pisti olmak için dönüştürülmüş bir sahil şeridinden bahsediyoruz.
İstanbul Park’ın da aralarında olduğu yeni nesil birçok pistte imzası olan Hermann Tilke’nin oğlu Carsten Tilke’nin çizdiği pist, 6.175 metrelik uzunluğuyla Belçika’daki ikonik Spa-Francorchamps’tan sonra takvimin en uzun ikinci pisti ve tur içerisindeki ortalama 250 kilometrelik hızıyla İtalya’daki hız tapınağı Monza’dan sonra en hızlı ikinci pist.
Aslında bir izleyici gözüyle bakıldığında, Cidde Korniş Pisti motor sporları severler için oldukça büyük heyecan vaat eden bir tesis.
Gece koşulması, üç DRS kullanımına imkan tanıyan uzun düzlüklere sahip olması ve sürekli olarak çok hızlı yön değişimlerine şahit olmamıza sebebiyet veren yapısı ile izleyiciler için biçilmiş kaftan.
Bu yıl Cidde’de üçüncü GP’ye tanıklık edeceğiz. 2021 sezonunun sondan bir önceki yarışına ev sahipliği yapması için aceleyle hazırlanan pist, pilotların ve pisti yerinde inceleme fırsatı olan deneyimli isimlerin eleştirilerine maruz kalmıştı. Özellikle işaret edilen konu ise yüksek hızlı virajlardaki kritik kör noktalardı.
Belki kendi kendine ya da yaşanacak temasla kontrolünü kaybedebilecek bir pilotun, artık günümüz pistlerinde bolca kullanılan ve “TechPro” adı verilen yoğun sönümlemeli bariyer yapısı sayesinde muhtemelen ciddi bir sorun yaşamadan sadece aracını dağıtarak seans ya da yarış dışı kalacağını düşünebiliriz.
Ancak özellikle 17. virajdan başlayıp ikinci ve üçüncü sektöre yayılan çok hızlı bölümde, 300 kilometrenin üzerinde hızla ilerleyen birinin, önünde olabilecek kazayı farkedip kaza sonrası pist üstünde durmuş aracı görmesinin oldukça zor olacağı bir yapıdan bahsediyoruz.
Geçmişte takvimdeki büyük kaçış alanlı, büyük kum havuzlu pistlerle alakalı bile eleştirileri olduğunu gördüğümüz FIA, Korniş Pisti’ne kolayca “güvenlidir” lisansını verebildi.
Doğruyu söylemek gerekirse eleştirilerin neredeyse hepsi doğruydu ve Cidde pisti özellikle ilk versiyonuyla asla GP’ye ev sahipliği yapmaması gereken bir tesisti. Yapılan eleştirilerin doğruluğu özellikle bu yıl öncesinde kanıtlandı ve neredeyse tüm pistte önemli yapısal değişikliklere gidildi.
Öncelikle yapılan değişikliklerin bir bölümünün gelen eleştiriler, diğer bölümünün ise yeni kurallar sonrası değişen araç yapısının getirdiği gereklilikler sebebiyle olduğunu belirtmek gerek.
Çünkü yer etkili araçlarla birlikte zemine iyice yaklaşan taban ve çevresi, Cidde gibi oldukça hızlı olan bir cadde pistinde, dilimize “bördür” olarak çevirebileceğimiz ancak motor sporlarını yakından takip edenlerin “kerb” olarak ezberlediği, yarış çizgisine göre belirlenen viraj içindeki ve dışındaki yükseltili bölümlerin tamamen yenilenmesine sebebiyet verdi.
Bu yenileme ve değişim çerçevesinde, toplamda 27 viraja sahip pistin 14 virajında irili ufaklı birçok değişikliğe gidildi.
- Genel manada beton yapılı kerb’lerin araç üstündeki tepkilerine alışık olan pilotların, özellikle Cidde gibi oldukça yüksek hızda ilerlenen ve neredeyse hiç kaçış alanı olmayan bir pistte, bu kadar çok sayıda çelik plaka içeren kerb sebebiyle risk alacağını görmek hiç zor değildi. İlk versiyonda pistteki kerb’lerde yoğun olarak kullanılan çelik plakalar kaldırılarak, bu bölümler diğer geleneksel pistlerde kullanılmasına alışık olduğumuz beton malzeme ile değiştirildi. Zaman zaman başka pistlerde de kullanıldığını gördüğümüz çelik plakalara, bu pistin ilk versiyonunda yoğun şekilde yer verilmişti. Pistin genel yapısı gereği kerb kullanımı çok düşük olsa bile, limitte gidilmeye ihtiyaç duyulan turlarda yapılacak basit bir hatanın getireceği ağır faturayı önlemek adına kıymetli bir değişiklik paketi.
- 4, 8, 10, 11, 17 ve 23 numaralı virajlara klasik kerb’ler eklenirken 3, 4, 19, 20 ve 21 numaralı virajlara sosis kerb’ler eklenerek, pilotların pist limitlerine uymasının zorlanması amaçlandı. Böylesine hata affetmeyen bir pistte, araçlara kolayca kontrol kaybettiren bu yapay kerb’lerin nasıl sonuç vereceğini hep birlikte izleyip göreceğiz.
- 22. ve 23. virajın olduğu bölgedeki bariyerlerin yeri değiştirilip klasik beton yapılı bir kerb eklenerek, bu kombinasyonun geçiliş hızının 50 kilometre/saat civarında düşürülmesi amaçlandı.
- Görüş alanını artırmak amacıyla 8. ve 10. virajdaki bariyerler, pistin mevcut yapısının el verdiği ölçüde geriye çekildi.
- Pilotların en büyük eleştirisi olan hızlı bölümlerdeki kör noktaların giderilmesi amaçlanarak, bariyerler 14. virajda yaklaşık sekiz metre, 20. virajda ise yaklaşık beş metre geriye çekildi. Özellikle bu değişikliklerin, pistin ilk versiyonundaki çok tehlikeli yapının giderilmesine en büyük katkıyı verdiğini belirtmek gerek.
İlk iki viraj kombinasyonu, eğimli 13. viraj ve son viraj dışında neredeyse tamamen tam gaz geçilen oldukça akıcı bir pistten bahsediyoruz. Üç DRS noktası bulunuyor.
İlki, pistin ikinci sektöründeki 19. virajda başlayan yüksek hızdaki yön değişimli bölüm. İkincisi, pistin üçüncü sektöründeki sola eğimli viraj kombinasyonunu kullanan ve 25. viraj öncesi başlayan bölüm. Üçüncüsü ise start – finish düzlüğünü kullanan, diğer birçok pistte de görmeye alışık olduğumuz ve klasik diyebileceğimiz bölüm.
DRS konusunda bizi en çok ilgilendiren ise bu sene üçüncü DRS bölümünde tespit noktasında yapılan değişiklik. İlk iki yarışta son virajın hemen öncesinde yer alan bu tespit noktası pilotların birbirlerini geçme konusunda geri adım atıp DRS avantajını elde etme isteği sebebiyle ilginç görüntülere sahne olmuştu.
FIA ve yarış direktörü Niels Wittich tespit noktasını son virajın hemen ardına, start – finish düzlüğünün hemen başına yerleştirerek olası yeni tartışmaları ve belki de kazaları önlemiş oldu.
Bir diğer konu ise pistin zemini. Çöl içeren coğrafyalarda yapılan yarışlarda, rüzgarın etkisiyle pist zemini üzerinde olumsuz etki etmesinin önüne geçmek için, çevredeki kumun üzerine özel bir yapıştırıcı solüsyonun püskürtüldüğünü öğrenmiştik.
Elbette bu tamamen engelleyici bir çözüm değil ancak doğru uygulandığında etkili bir sonuç verdiğinin paylaşıldığını ekleyebiliriz. Pist üstündeki yabancı maddelerin olabildiğince engelleneceğini düşünerek önemseyeceğimiz diğer konu ise asfaltın yapısı.
Bahreyn’den farklı olarak Cidde pistinin zemini oldukça yeni ve taze. Bahreyn pistinde zemin, 2004 yılında hizmete açıldığından beri aynı. Bu da bizi takvimin en acımasız ve aşındırıcı zeminiyle karşı karşıya bırakıyor.
Bir de buna genel tasarlanma maksadı, gece şartlarında ya da çok sıcak çöl ikliminde performans vermek olmayan lastiklerin belirsizliği eklenince, zaten normal şartlarda lastik yönetimi konusunda sorun yaşayan takımlar için çok daha dramatik bir tablo ortaya çıkmıştı. Cidde’de ise bu durum çok daha yönetilebilir.
Sıralama turunun ve yarışın hava karardıktan sonra yapılacağı hafta sonunda, iki antrenman seansı hava sıcaklığının daha yüksek olacağı gündüz bölümünde. Bu da bu antrenmanların önemini nispeten azaltan bir etken.
Ancak Bahreyn’in aksine Cidde’de asfalt çok daha iyi ve taze. Yeni inşa edilen ya da zemini yenilenen her pistin asfaltı, FIA yetkilerinin gözetiminde, içeriğindeki belli maddelerin mutlaka yer alması şartı konulup diğer temel bileşenler serbest bırakılarak oluşturulur.
Asfalt teknolojisi konusunda uzman olmasam da, geçmişten bugüne bu konuda erişebildiğimiz ve Korniş pistinin yapımı aşamasında paylaşılan bilgiler ışığında, Cidde’de kullanılan asfalt karışımının en ideal ve yüksek teknolojide olduğunu söyleyebiliriz.
Bu da bize, geçmiş yıllarda da gördüğümüz gibi daha yönetilebilir bir lastik performansı getirecektir. Bu yıl C0 ile C5 arasında altı farklı lastik seçeneği sunan Pirelli, buraya C2, C3 ve C4 ile gelmiş durumda.
Bahreyn’e sert lastik paketiyle ve önde 21.5, arkada ise 18.5 psi’lık lastik basıncı kuralıyla giden Pirelli, burada ön lastikler için 22.5, arka lastikler için ise 21 psi’lık basınçları tercih ediyor.
Özellikle 2021 Azerbaycan GP’sinde gördüğümüz ve takımların lastiklerin basıncını idealden daha fazla düşürdükleri için yaşandığı iddia edilen kazalar sonrası, lastik basıncındaki denetim ve kurallar daha net hale gelmişti.
Pirelli’nin burada daha yüksek lastik basınçlarını tercih etmesinin nedeni, elbette çok yüksek hızlı yön değişimli virajlara sahip bu pistte yaşanmasından çekinilen olası patlamalar ve sebep olacakları kazalar.
Yeni kural setinin ikinci yılında güncel araçları daha iyi anlamak adına pistten piste olan farklılıkları okumaya çalışmak, eldeki kısıtlı imkanların çoğunu oluşturuyor. Bu sebeple sene içindeki yarışları karşılaştırmak beraberinde geliyor. Tıpkı Bahreyn ile Cidde’yi karşılaştıracağımız gibi.
Zeminden kaynaklı lastik performansı farklılığı bir etkenken, daha hızlı virajların ve düzlüklerin getireceği ayar setinin farklılığı ise diğer etken.
Örneğin Bahreyn, içerdiği orta ve yavaş hızdaki virajlar sebebiyle, sert frenleme ve viraj çıkışındaki ani hızlanma isteğiyle arka lastiklere daha fazla yük bindiren bir pist. Arkadan itişe sahip F1 araçlarının doğası gereği,bu tür pistlerde arka lastiklerin aşınması daha yüksek ve yönetimleri daha kritik.
Cidde ve devamındaki Avustralya pistinde ise hızlı yön değişimleri ve hızlı virajlar sebebiyle araçlar önden kaymaya daha meyilli. Bu da bizi ön lastiklerin daha fazla aşınma potansiyeline sahip olduğu bir durumla karşı karşıya bırakıyor.
Elbette burada hem ön hem de arka kanatta ayarlar ve tercihler değişiyor. Özellikle Cidde’de, daha az açılı ve haliyle daha az yüklü arka kanatlar takımların tercihi olacak.
Üst bölümü kesik kanatları çokça göreceğiz. Mekanik yol tutuş adını verdiğimiz, elbette tüm aracın verimliliğinin önemli olduğu, ancak doğru süspansiyon ayarları sayesinde pistin her bölümünde en ideal tutunmayı sağlayan ayar seti de fark yaratacak etkenlerden.
Tüm sezona yayılacak ve F1’i yorumlayan herkesin işini kolaylaştıracak ezber bir kalıbı yine yaşamamız kuvvetle ihtimal: En iyi paket kazanacak.